Yasa'nin Tekrari 8

Yasa'nin Tekrari 9 (TURK)

Yasa'nin Tekrari 10

9

‹‹Ey İsrail, kulak ver! Bugün sizden daha büyük, daha güçlü ulusların topraklarını mülk edinmek için Şeria Irmağından geçeceksiniz. Onların kentleri büyük, surları göğe dek yükseliyor. Bu güçlü, uzun boylu halk Anaklılardır. Onları biliyorsunuz. ‹Kim Anaklılara karşı durabilir?› deyişini duydunuz. Bilin ki, yakıp yok eden ateş olan Tanrınız RAB önünüzden gidecek. Onları ortadan kaldıracak, size boyun eğmelerini sağlayacak. Onları kovacaksınız, RABbin verdiği söz uyarınca bir çırpıda yok edeceksiniz.›› ‹‹Tanrınız RAB bu ulusları önünüzden kovunca, ‹RAB doğruluğumuzdan ötürü bu ülkeyi mülk edinelim diye bizi buraya getirdi› diye düşünmeyin. Çünkü RAB, bu ulusları yaptıkları kötülükler yüzünden önünüzden kovuyor. Onların topraklarını mülk edinmeye gitmenizin nedeni doğruluğunuz, erdeminiz değildir. Tanrınız RAB bu ulusları kötülükleri yüzünden ve atalarınız İbrahime, İshaka, Yakupa ant içerek verdiği sözü yerine getirmek için önünüzden kovacak. Şunu anlayın ki, Tanrınız RABbin bu verimli toprakları mülk edinesiniz diye size vermesinin nedeni doğruluğunuz değildir. Çünkü siz dikbaşlı bir halksınız. ‹‹Tanrınız RABbi çölde nasıl kızdırdığınızı anımsayın, hiç unutmayın. Mısırdan çıktığınız günden buraya varıncaya dek, RABbe sürekli karşı geldiniz. Horev Dağında RABbi öyle kızdırdınız ki, sizi yok edecek kadar öfkelendi. Daha önce taş levhaları -RABbin sizinle yaptığı antlaşmanın levhalarını- almak için dağa çıkmıştım; orada kırk gün, kırk gece kaldım. Ne yedim, ne içtim. 10 RAB Tanrı parmağıyla yazmış olduğu iki taş levhayı bana verdi. Bu levhalar, dağda toplandığınız gün RABbin ateşin içinden size bildirdiği bütün buyrukları içermekteydi. 11 Kırk gün, kırk gece sonra RAB bana iki taş levhayı, antlaşma levhalarını verdi. 12 ‹‹ ‹Haydi, buradan hemen in› dedi, ‹Çünkü Mısırdan çıkardığın halkın yoldan çıktı. Onlara buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir put yaptılar.› 13 Sonra RAB bana, ‹Bu halkı gördüm› dedi, ‹İşte dikbaşlı bir halk! 14 Bırak da onları yok edeyim; adlarını da göğün altından sileyim. Seni onlardan daha güçlü, daha büyük bir ulus kılayım.› 15 ‹‹Dönüp dağdan aşağıya indim. Dağ alev alev yanıyordu. Antlaşmanın iki levhası iki elimdeydi. 16 Tanrınız RABbe karşı günah işlediğinizi gördüm. Kendinize buzağıya benzer bir dökme put yapmıştınız. RABbin size buyurduğu yoldan hemen sapmıştınız. 17 Bu yüzden iki levhayı fırlatıp attım, gözünüzün önünde parçaladım. 18 Bir kez daha RABbin huzurunda bir şey yemeden, içmeden kırk gün kırk gece yere kapanıp kaldım. Çünkü günah işlemiştiniz; RABbin gözünde kötü olanı yaparak Onu öfkelendirmiştiniz. 19 RABbin kızgın öfkesi karşısında korktum. Öfkesi sizi yok edecek kadar alevlenmişti. Ama RAB yakarışımı yine duydu. 20 RAB Haruna da onu yok edecek kadar öfkelenmişti. O sırada Harun için de yakardım. 21 Yaptığınız günahlı nesneyi, o buzağıya benzer dökme putu alıp yaktım. Parçalayıp ince toz haline getirinceye dek ezdim. Sonra tozu dağdan akan dereye attım. 22 ‹‹Taverada, Massada, Kivrot-Hattaavada da RABbi öfkelendirdiniz. 23 RAB sizi Kadeş-Barneadan gönderirken, ‹Gidin, size vereceğim ülkeyi mülk edinin› diye buyurmuştu. Sizse Tanrınız RABbin buyruğuna karşı geldiniz. Ona güvenmediniz, sözüne kulak vermediniz. 24 Sizi tanıdığım günden bu yana RABbe sürekli karşı geldiniz. 25 ‹‹RAB sizi yok edeceğini söylediği için, kırk gün kırk gece Onun önünde yere kapanıp kaldım. 26 RABbe şöyle yakardım: ‹Ey Egemen RAB, büyük kudretinle kurtarıp güçlü elinle Mısırdan çıkardığın halkını, kendi mirasını yok etme. 27 Kulların İbrahimi, İshakı, Yakupu anımsa. Bu halkın dikbaşlılığını, kötülüğünü, günahını dikkate alma. 28 Yoksa bizi çıkardığın ülkenin halkı, ‹RAB söz verdiği ülkeye götüremediği, onlardan nefret ettiği için çölde yok etmek amacıyla onları Mısırdan çıkardı› diyecek. 29 Oysa onlar, büyük güçle ve kudretli elinle Mısır'dan çıkardığın kendi halkın ve mirasındır.››